“İZZETTİN KERKÜK, TEK BAŞINA BİR ORDUYDU”

Prof. Dr. Suphi Saatçi:

“İzzettin Kerkük, Tek Başına Bir Orduydu”

ESKADER’in düzenlediği Bâbıâli Sohbetleri’nde Kerkük’ün unutulmaz simgesi İzzettin Kerkük anıldı. Toplantıda konuşan Prof. Dr. Suphi Saatçi, İzzettin Kerkük’ün bütün hayatını Kerkük’te Türkmen kardeşlerine adadığını kaydetti.

Elif Sönmezışık (Sanatalemi.net)

 Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği’nin (ESKADER) her hafta Timaş Kitapkahve’de düzenlediği Bâbıâli Sohbetleri’nde kısa bir zaman önce aramızdan ayrılan, Kerkük beldesinin efsane ismi İzzettin Kerkük anıldı. Hayatı boyunca doğduğu Kerkük davası için çabalayan ve bu davaya birçok isim kazandıran Kerkük’ün anıldığı toplantıda konuşmacı Prof. Dr. Suphi Saatçi olurken, takdimi yazar Kemal Çiftçi gerçekleştirdi. İzzettin Kerkük’ü yakından tanıyan birçok ismin de dinleyici olarak yer aldığı ve katkıda bulunduğu programda, Türkmeneli Dernekler Federasyonu (TÜFED) Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Beyatlı “Irak’ta Türkmen Olmak” başlıklı şiirini okurken, musîkimizin önemli isimlerinden Fırat Kızıltuğ ise “Kerkük Şikesteleri”ni seslendirdi. İzzettin Kerkük konuşulurken Kerkük’te Türkmenlerin yaşayışı ve yıllar içinde yüzyüze kaldıkları sıkıntılar, katliamlar da sohbette geniş yer alırken, Mehmet Cemal Çiftçigüzeli ve Saadettin Kaplan da düşünceleri ile katkıda bulundular.

DAVANIN GÖNÜL ADAMI

Programda açılış konuşması yapan ESKADER Başkanı Mehmet Nuri Yardım, “İzzettin Kerkük, Kerkük davasının gönül adamlarından biridir.” dedi. Kerkük’ü bundan iki hafta önce 3 Mayıs sabahı kaybettiğimizi söyleyen Yardım, davası uğruna yaşayan bir İzzettin Kerkük’ün yine bir dava adamı olan Ömer Öztürkmen ile dostluklarının bulunduğunu, böyle bir günde Öztürkmen’i de yâd ettiklerini kaydetti. Takdimi gerçekleştiren Kemal Çiftçi, İzzettin Kerkük’ün kültür, sanat ve tarih yanında mimarlıkla da ilgili eserler verdiğine dikkat çekerek, Prof. Dr. Suphi Saatçi ile dostluklarının çok eski olduğunu belirtti ve İzzettin Kerkük’ü anlatması için sözü Saatçi’ye bıraktı.

BÜTÜN HAYATI KERKÜK

“Büyüğümüz, Başkanımız” dediği İzzettin Kerkük’ü çok genç yaşlarda Kerkük Üzerine Söylenmiş Şiirler adlı eseriyle tanıdığını ve hayranı olduğunu anlatan Prof. Dr. Suphi Saatçi, İzzettin Kerkük’ün 1929 yılında dünyaya ve 1949′da Türkiye’ye geldiğini ve kendi döneminde yurda gelenleri bir araya getirerek meşru zeminde mücadele vermiş demokrat bir adam olduğunu vurguladı. İzzettin Kerkük’ün uzun yıllar boyunca Kerkük geceleri ve birçok etkinlik düzenlediğini belirten Saatçi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“1956′da Fuzûlî dergisini çıkararak Kerkük’te yaşayan Türklerin sesi olmuştu. Fuzûlî dergisinin çıktığı dönemlerde dergicilik bu kadar pahalı değildi. Birkaç arkadaşın aralarında topladıkları paralarla iki yıl boyunca devam ettirilebilmiştir. Bu dergilerden 300-400 nüsha, Kerkük’teki Türkmenlere gönderiliyordu.  Kerkük Vakfı’nı 1996 yılında aralarında benim de bulunduğum 4 kişi ile birlikte kurdu. Fuzûlî dergisinin ardından Kardaşlık dergisini daha profesyonel şartlarda çıkardık. İstanbul’da neşredildi. İzzettin Kerkük, son derece takipçi ve ısrarcı bir insandı. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın çocukluğunun Kerkük’te geçtiğini öğrendiğinde, bu çocukluk hatıralarını yazmasını istemişti. Bunda olabildiğince ısrarcı davrandı. Ancak dergisinde bu yazıları yayımlayamadı. Daha sonra Tanpınar bu hatıraları bir eser olarak ortaya koydu. İzzettin Kerkük’ün aracı olduğu bu Kerkük hatıraları, Kerkük için bir kazanç, edebiyatımız için de büyük bir zenginliktir.”

KERKÜK BİBLİYOGRAFYASI YAYIMLANMAYI BEKLİYOR

İzzettin Kerkük’ün her zaman randevusuna sadık, müşkülpesent derecesinde titiz olduğunu anlatan Prof. Dr. Suphi Saatçi, “Randevularına erken gelen hep o olurdu. Dikkatli ve titizdi. Her işini kendi hallederdi. Öyle ki, ölümüne bile eksiksiz hazırlanmış, bize yapacak bir iş bırakmamış.” dedi. Öğrencilik yıllarında mali sıkıntılarından ötürü haber ajansında çalıştığını ve Kerkük ile ilgili attığı tartışmalı başlıklarla epey dikkatleri üzerine çektiğini anlatan Saatçi şunları söyledi:

“Tek başına bir ordu gibiydi. İzzettin ağabey olmasa Kerküklü büyüklerimizin bir araya gelmesi çok zordu. Ömer Öztürkmen ile de birçok çalışma yapmışlar, mitingler düzzenlemişler. Kerkük’te yaşanan Türkmen katliamlarına dair Türkiye’de 1960′larda konuşma yasağı getirildi. Buna rağmen 1960′da Ankara’ya gittiğinde Kerkük gecesi düzenlemişti. Heyecanını sonuna kadar kaybetmedi. Haşim Nahit Erbil’in Irak Türkleri hakkındaki yazısını çevirerek literatürümüze kazandırmıştır. Çocuğu yoktu. Ama çocuğu olanların çocuklarının davaya hizmet etmesi konusunda tavsiyelerde bulunurdu. Çok güzel bir eser bıraktı ardından. Türkiye’ye geldiği günden beri Kerkük’le ilgili okuduğu ne kadar haber, yazı ve eser varsa fişlemiş. 9 bin maddelik bir bibliyografya yayımlanmayı bekliyor. Hayatı boyunca yalnızca Kerkük’le ilgili okumuş yazmış, yaşamış bir adamdır. Ömer Öztürkmen, Yavuz Bülent Bâkiler yanında bulduğu değerli şahsiyetlerdir.”

Büyük bir ilgiyle takip edilen program, Ahmet Yüter’in Kur’ân tilâveti ve İzzettin Kerkük için yazdığı manzum duayı okumasının ardından hatıra fotoğrafları ile son buldu.

Yayın Tarihi: 23 Mayıs 2014
 
  

Yorum yazabilmek için lütfen Oturum Açın

Yorum Yaz