“Bâbıâli’de değerlerimizi tanıdım”
Osman Esgice (Sanatalemi.net)
Gazeteci, yazar ve yayıncı Haluk İmamoğlu 2015 yılının ilk “Bâbıâli Sohbetleri”nde, basın ve yayın dünyasında tanıdığı şahsiyetleri anlattı, unutamadığı hâtıralarını dinleyicilerle paylaştı. Cağaloğlu’nda Timaş Kitapkahve’de gerçekleşen toplantıya aşırı soğuğa rağmen kültür dünyamızdan seçkin isimler katıldı, yakın dostları onu yalnız bırakmadı. Çok renkli ve yararlı geçen toplantıda İmamoğlu, yetiştiği dönemleri anlatarak sohbete başladı. Sonra da Bâbıâli serencamını dile getirdi. Tanıdığı meşhur şahsiyetlerden, yazarlardan, gazetecilerden etraflıca bahsetti. Şadiye Kılıç’ın takdim ettiği “Bâbıâli Sohbetleri”ni dinlemeye gelenler arasında Safa Mürsel, Ali Erkan Kavaklı, Şerif Aydemir, Fatma Ersem Yargıcı, Ali Hakkoymaz, Atilla Şâhiner, Bekir Tuncer, Engin Şenol, Saadet Dinç, İbrahim Özgün ve Mehmet Nuri Yardım da vardı.
RASİM ÖZDENÖREN’LE AYNI OKULDAYDIK
Açılış konuşmasını yapan Mehmet Nuri Yardım, Haluk İmamoğlu’nun en çarpıcı özelliğinin hep moral taşıdığını ve bu yüksek morali dostlarına da aşıladığını belirterek, “Haluk ağabey aynı zamanda gençlere, bilhassa genç yazarlara en çok sahip çıkan, onları koruyup kollayan ve kendilerine yol gösteren rehber insanlardandır. Ben kendisini 35 yıldan beri tanıyorum. Hep hayırlı, güzel ve kalıcı çalışmaların içinde, merkezinde, hatta başında olmuştur.” dedi. Şadiye Kılıç’ın biyografisini okumasının ardından Haluk İmamoğlu konuşmaya başladı.
Yetiştiği dönemi ve okul yıllarını anlatırken Rasim Özdenören’le Eyüp Lisesi’nde birlikte okuduklarını belirten İmamoğlu, “Rasim Ağabey bizden iki sınıf öndeydi. Bu değerli yazarımızla aynı okulda okumak beni mutlu etmiştir.” dedi. Bir arkadaşı vasıtasıyla Mahir İz Hoca’yı ziyaret ettiklerini dile getiren Haluk İmamoğlu şunları söyledi:
“Ziyaret ettiğimiz Mahir Hoca beni çok etkiledi. Cemaatle namaz kılmanın önemini anlattı. Cemaatin ne demek olduğunu ondan öğrendim. O tarifi, hiçbir zaman unutmadım ve hep içimde yaşattım. Mahir Hoca bize zekâtın önemini de anlatmıştı. Alınan maaşların bile zekâtının verilmesini gerektiğini söyleyince ben de o sıralarda öğrenci bursumun zekâtını, daha muhtaç olan arkadaşlara vermeye başladım.”
BÂBIÂLİ’DE TANIDIKLARIM
Haluk İmamoğlu başta Necip Fazıl Kısakürek. Nurettin Topçu, Haluk Nurbaki ve Ahmed Yüksel Özemre olmak üzere Bâbıâli’de bir çok meşhur şahsiyeti yakından tanıma şansını elde ettiğini belirterek konuşmasına şöyle devam etti:
“Bâbıâli’de ilk olarak Mehmed Fırıncı ağabeyi tanıdım. ‘Lahana yaprağı kadar bir gazetemiz olsun. İnancımıza hücum edenlere bu gazete ile cevap verelim.’ derdi. Sonra İttihat Gazetesi 1967 yılında Şerefefendi Sokak’ta kuruldu. Hekimoğlu İsmail ismini merak ediyorduk. Kimdi acaba? Bir heyecan sarmıştı hepimizi. Sonra bir roman yazdığını söylediler. Minyeli Abdullah yayımlandı. Okuduk ve çok sevdik. O zaman Hekimoğlu İsmail Tanrıların Arabaları isimli kitaba cevap olarak Ölüler Diriyor ve Tanrıların Arabaları Ne demek? isimli kitaplarla cevap verdi. İttihat’tan sonra Yeni Asya gazetesi çıkarıldı. Çayla ilgili röportajlar yapan Niyazi Birinci Rize’den, Rahmi Erdem Konya’dan çağrıldı. 12 Mart Muhtırasının verildiği dönemdi. Bekir Berk gazetede ateşli yazılar yazıyordu. Kığılı Pasajı’nda bürosu vardı. Arada bir orada toplanırdık.”
YAVUZ BAHADIROĞLU İSMİ NASIL DOĞDU?
Bugün Türkiye’de en çok okunan yazarlarımızdan Yavuz Bahadıroğlu’nun asıl isminin Niyazi Birinci olduğunu, Bahadıroğlu adını efsane avukat Bekir Berk’in verdiğini belirterek bu hâtırasını da şöyle nakletti:
“Bir gün Bekir Berk’in bürosundaydık. Niyazi Birinci de vardı. Bekir Bey, Niyazi Beyin gazetede yayımlanan yazılarını beğeniyordu. O gün bir anda, ‘Kardeşim bu güzel yazılar Niyazi Birinci adıyla yazılmaz. Bundan sonra senin adın Yavuz Bahadıroğlu’dur.’ dedi. Hepimiz şaşırdık ve heyecanlandık. Niyazi Bey de yeni ismini beğendi ve kullanmaya başladı. 100’den fazla kitap yazdı, başta Sunguroğlu olmak üzere tarih şuuru veren güzel romanlara imza attı. Yavuz Bahadıroğlu isminin babası merhum Bekir Berk’tir.”
İLK OKUMALAR İLK KİTAPLAR
Yazarlarla dostluğu sırasında bazı kitapları merak saikasıyla okuduğunu belirten Haluk İmamoğlu, bazı yazarları da teşvik ettiğini söyledi. İmamoğlu, konuşmasında şöyle dedi:
“Niyazi Bey bir gün bana ince bir kitap getirdi. Çocuklar için yazmış, hatta ‘ben kendi çocuklarım için bunu yazdım’, dedi. Adı Aynur’un Annesi’ydi. Aynur kızının adı. Okudum, sevdim. Çok güzeldi. O günden sonra çocuklar için de pek çok kitap kaleme aldı. Sonra bir gün bir roman verdi. Onu da okudum. Etkileyiciydi, iyiydi. Sonra adını öğrendim. Meğer Sunguroğlu imiş. O zaman tek cilt olarak yayımlandı. Sonradan üç cilt halinde çıktı. 500’e yakın baskı yaptı. Gençlere bu eser ve diğer romanlarla tarih şuuru verdi.”
CEMİL MERİÇ’İ ZİYARET
Hattat ve şair Muhsin Demirel ile birlikte Cemil Meriç’i ziyaret ettiklerini belirten Haluk İmamoğlu, “Bizden önce rahmetli Sedat Yenigün Cemil Meriç’e gider ve ona Risale-i Nur okurmuş. Cemil Meriç de beni çok etkileyen şahsiyetlerdendir. Hisar dergisinde yazardı. Ve sadece onu okumak için her ay Hisar dergini alırdım. 1970’li yılların zor dönemi ve anarşinin kol gezdiği yıllardı. Ortalık kan gölüydü. Her gün 20-30 kişi öldürülüyordu. O zaman mütefekkirimiz Cemil Meriç aydınlatıcı yazılarıyla topluma yol gösteriyordu.”
YAKIN DOSTLARINI DA ANLATTI
Konuşması sırasında yakın dostlarından Safa Mürsel, Ali Erkan Kavaklı ve Vehbi Vakkasoğlu gibi yazarlardan da bahseden Haluk İmamoğlu, “Safa Mürsel, akademik hayatını bir kenara bırakarak o yıllarda Bediüzzaman Said Nursi ve Devlet Felsefesi isimli muhteşem bir kitap yazdı. Üstat ve risaleleri hakkında ilk ciddi, akademik bir eserdir. O kitap bugün bile aşılamamıştır.
Şule Yüksel Şenler’in Huzur Sokağı romanının da Minyeli Abdullah ve Sunguroğlu gibi dönüştürücü bir roman olduğunu ifade eden İmamoğlu, bu yazarların Türkiye’de İslâmî edebiyatta öncü yazarlar olduklarının altını çizdi. İmamoğlu, İslâmî edebiyat bünyesinde bir ‘Esma-i Hüsna Edebiyatı’ oluşturulması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Gençlere yönelik çalışmaların artırılması gerektiğini belirten İmamoğlu, “Dergiler çıkıyor. Derin Tarih yayımlanıyor. Nihayet dergisi bugünlerde çıkı. Başka dergiler yayımlanıyor ard arda. Bu gelişme sevindirici. Dergiler hem tefekkürümüzün kaleleri hem de sanatımızın ocaklarıdır.” dedi. Haluk Nurbaki’nin tarzını bugün Nevzat Tarhan’ın devam ettirdiğini hatırlatan İmamoğlu, Nuriye Çeleğen’in Aşk-ı Sükûn kitabının da derinlikli, güzel bir eser olduğunu söyledi. İmamoğlu, Mehmet Nuri Yardım’ın sorusu üzerine hâtıralarını kaleme almaya başlayacağını da söyledi. İlgiyle takip edilen sohbetin ardından hâtıra fotoğrafları çekildi.
BÂBIÂLİ’DE GEÇEN HAYAT
Haluk İmamoğlu, 1949 Yozgat Akdağmadeni doğumlu. İlk ve orta okulu Akdağmadeni’nde okudu. Lise İstanbul / Eyüpsultan Lisesi 1966 yılı mezuniyet
*Yüksek tahsili, bugünkü adı Yıldız üniversitesi olan İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akadamesimde (İDMMA) makine mühendisi olarak tamamladı. Gerek öğrencilik yıllarında ve gerekse daha sonra muhtelif dergi ve gazetelerde yazı ve makaleleri yayınlandı. Bekir Berk, Cemil Meriç, Necip Fazıl ve Mahir İz gibi dev şahsiyetlerin sohbetlerinde bulundu. 1992 yılında birkaç arkadaşı ile birlikte Moral FM Radyosu’nu kurdu ve uzun yıllar genel müdürlüğünü yaptı. Bu süre zarfında Moral FM’de özellikle zorluklarla mücadele konusunda kutsal kaynaklarımızı referans alan programlar yaptı. Yine bu süre zarfında Nesil Yayınları’nın yayın kurullarında görev yaptı. Halen uzun yıllardır devam eden seminerlerine devam etmektedir. Uzun süre ara verdiği yazı hayatına tekrar muhtelif internet sitelerinde devam etmektedir. Pembe Kurdela isimli derleme bir çalışması bulunmaktadır.
Yayın Tarihi: 2 Ocak 2015
Yorum yazabilmek için lütfen Oturum Açın