Umut Bulut (Sanatalemi.net)
Türk basın hayatının unutulmayan gazetelerinden Tercüman ESKADER’in düzenlediği “Babıâli Sohbetleri”nde konuşuldu. Mensupları, milletin gönlünde taht kuran Tercüman’ın başarı sırlarını dile getirdiler. Farklı dönemlerde gazetecilik yapmış olan Tercümancılar, uzun bir aradan sonra bir araya geldiler, çay içip sohbet ederek birbirleriyle hasret giderdiler. Bu arada toplantının Kemal Ilıcak’ın vefatının 17. yıldönümüne rastlaması çok anlamlı bulundu.
Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER)’nin düzenlediği Bâbıâli Sohbetleri’nde bu hafta, Türkiye’de etkili, istikrarlı ve güvenilir yayınıyla bir döneme damgasını vuran efsane gazete Tercüman konuşuldu. ESKADER Genel Başkanı Mehmet Nuri Yardım’ın yönetiminde 8 Nisan 2010 tarihinde Cağaloğlu’ndaki Timaş Kitap Kahve’de gerçekleştirilen toplantı çok renkli geçti. Kemal Ilıcak’ın çıkardığı Tercüman gazetesinin doğuşu, yükselişi ve çöküşünün anlatıldığı sohbet toplantısında, gazetenin yazarları yönetici ve çalışanları gazeteyle alakalı ilginç hâtıralarını davetlilerle paylaştılar.
Gazetenin belki en önemli çalışanlarından biri olan, en alt birimlerden genel yayın yönetmenline kadar gazetenin hemen hemen her kademesinde bulunmuş olan gazeteci Ünal Sakman Tercüman’la ilgili olarak şöyle konuştu:
“Tercüman gazetesi birden bire oluşmadı. On senelik çetin bir mücadelenin sonucunda gazete varlığını kabul ettirdi. Tercüman önceleri sol bir gazete idi. Gazete masraflarını karşılayamayınca Kemal Ilıcak gazeteyi alıp bir yere getirdi. İlk önceleri Gediz Han’da üç odada çıkıyordu. Çok zor şartlarda çıkmaya başladı. Maaş ödemeleri yapılamıyordu. Yetmişli yıllarda ancak Tercüman kimliği kabul edildi. Tercüman’da çok değerli kalemler yazmaya başladı. Şükrü Baban’ı gazetede yazmak için zor ikna ettik. Ergun Göze ve Ahmet Kabaklı Tercüman’a yeni bir soluk kazandırdı. Tarık Buğra geldi ve Tercüman bizim fikriyatımızı ileri götürdü. Yazarlarımızın hepsi fikriyatı olan adamlardı ve halk arasında itibarları olan adamlardı. Şöhretleri oldu ama paraları hiç olmadı yazarlarımızın.
Tercüman battıktan sonra bir sürü sağcı gazete çıktı. Birden bire bir karışıklık oldu. Basında etik epey bir zarar gördü. 1001 Temel Eser projesi çok güzel oldu. Bu eserlerle geniş halk kitlelerine ulaştık. Biz o zaman ‘Ailenizin Gazetesi’ sloganıyla reklamlar yapıyorduk. Hakikaten de aile gazetesi çıkarıyorduk. Kemal Ilıcak Bâbıâli’de kimseyi işsiz bırakmadı. O zaman herkesi işe aldı. İhtiyacının çok üzerinde işçi çalıştırıyordu. Kemal Ilıcak’tan sonra Tercüman kadrosu basınımızın çok değişik yerlerinde yönetici oldu. Tercüman’da bordrolu yazarların yanında üniversitenin çeşitli bölümlerinden çok seçkin profesörler de yazı yazıyordu. Kemal Ilıcak kendi işini kendi hallederdi, özel işleri için gazeteyi asla kullanmazdı. Tercüman’ı n başarılı olmasının sırrı her lâfının arkasında durmasında gizlidir. Halka güven verdiği için gazete başarılı oldu.”
Mehmet Akif Ersoy Vakfı Başkanı gazeteci yazar Mehmet Cemal Çiftçigüzeli ise şu hâtırasını nakletti:
“Tercüman’a musahhih aranıyordu. Musahhihlik o zaman çok ciddiye alınan bir işti. Ciddi bir imtihan sonucunda imtihanı kazanarak Tercüman’da musahhih olarak işe başladım. Gazetede çeşitli yazarlar, üniversiteden hocalar yazı yazardı. İslâm Çupi değişik bir yazardı. Meselâ Tarık Buğra titiz bir yazardı, yazısında bir tek hata bile bulunmazdı. Tercüman sağın bütün renklerini kucaklayan bir gazeteydi.”
Katılımın bir hayli yüksek olduğu toplantıda söz alıp konuşan diğer Tercümancılar, özetle şu görüşleri seslendirdiler:
Aydın Candabak: “Kurumların da insanlar gibi ömürleri vardır. İnsan nasıl doğar büyür yaşar ve ölürse kurumlar da aynen öyledir. Tercüman gazetesi, millî manevî değerlere sahip çıkan ciddi bir gazeteydi. Gücünü halkından aldığı için de müthiş bir başarı örneği sergiledi. Bu gün Tercüman gibi millî manevî değerlere hakkıyla sahip çıkan bir gazete yok. Görünen köy kılavuz da istemiyor. Medya bilindiği gibi artık eskisi gibi değil ciddi bir sanayi ve sermaye gerektiriyor. Eskiden derme çatma binalarda birkaç gönüllüyle kahramanca oturup bir gazete bir dergi çıkarma imkânınız vardı, şimdi öyle değil. Allah milli manevi değerlere sahip çıkmak isteyen insanlara yardım etsin diyelim başka ne diyebilirim.”
Nazif Okumuş: “Tercüman hangi şartlarda kuruldu ve milletimizle kucaklaştı bunu anlatmak çok uzun sürer. Ben Tercüman’da Sakarya’dan muhabirlik yaparak başladım çalışmaya. Tercüman’ın sıkıntılı dönemlerinde çalıştım. Mümkün olduğu kadar o bayrağı dalgalandırmaya çalıştım. Tercüman öyle bir tercümandı ki bu milletin tamamını kucaklamak azim ve kararlılığında idi. Millete değerleriyle birlikte sahip çıktı Tercüman gazetesi. Çeşitli cemaatlerin, siyasi partilerin mensupları ortak bir adreste buluşuyordu. Sağdaki bütün oluşumlar kendilerini Tercüman’la ifade ediyordu. Herkese bir tek kimlik veriyordu. O kimlik siyasi adresleri birleştiriyordu. Fethi Gemuhluoğlu, Mehmet Emin Alpkan, Fethi Tevetoğlu, Gönenli Mehmet Efendi Tercüman’da kendilerini buluyor, âdeta her biri Tercüman’ın ayaklı propagandisti idiler. Kemal Ilıcak kıvrak zekâsıyla milletin bütün değerlerini bir noktada buluşturmayı başarıyordu. Tercüman, Anadolu çocuklarının ana kucağı gibi sığınağı oldu. Bu milletin değerlerine sahip çıktıkça milletimiz de Tercüman’a sahip çıktı. Ergun Göze, Kemal Ilıcak ve Ahmet Kabaklı bu milletin demokrasi mücadelesinde çok önemli katkı sağladılar.”
Erol Şadi: “Kemal Ilıcak son derece demokrat bir insandı. Sağ bir gazete çıkarmasına rağmen benim gibi solcu birini gazetesinde çalıştırıyordu. Birlikte çok güzel işlerin altına imza attık. Ansiklopediler hazırladık. Kemal Bey bilime son derece önemli katkıları olan bir insandı. 1001 Temel Eser’in basılması ve halka ulaştırılması projesi bana göre çok önemli bir projeydi. Kalıcı bir eser verelim dedik. Kur’an-ı Kerim verdik gazete olarak.”
Aslan Bulut: “Tercüman millî sermayenin palazlanmaya başladığı dönemlerde çıktı. Millî sermaye güçlendikçe Tercüman da güçlendi. Sermayede yabancılaşma medyamızda da yabancılaşmayı beraberinde getirdi. Bu planlanan bir süreçte toplumun dokularını bir araya getiren Tercüman gazetesi, daha fazla dayanamadı.”
Şemsi Sılkım: “Tercüman gazetesinin çıkış hikâyesini anlatacak olursak diyebilirim ki çok zor şartlarda Tercüman gazetesi çıkmaya başladı. Kemal Ilıcak’tan Tercüman gazetesinin imtiyaz hakkını almak için 375 lira para isteniyordu. O dönemde bu parayı bulma imkânı yoktu. İki ay mühlet isteyip bu parayı bulmak için harekete geçti. Ablasının Bulgar komşusu, kandan tutkal yapabileceğini söyleyince yeni bir iş yapmaya karar verdi. Tutkal üretecekti. Dönemin İstanbul valisi Fahrettin Kerim Gökay’a çıktık. Mezbahada kesilen ineklerin kanlarını istedik. Fahrettin Kerim Gökay şaşırdı. Kanları mezbahadan aldık, Bayrampaşa’da bir çukur kazdırmıştı. O çukurda kemik ve kandan tutkal üretimi yaptı. On gün içinde tutkal üretip mobilyacılara gerekli tutkalı satıp 300 lirayı denkleştirip Tercüman’ın imtiyaz hakkını aldı. O günden sonra ona güvenim arttı. Gazetenin tanıtımı için Trakya’ya gittik, Kocaeli’ne gittik. Bu gezilerde halkın teveccühünü kazandık. Kemal Bey büyük işler yapacak adamdı ve gazeteyi çok iyi bir yere taşıdı.”
Tercüman çalışanı ve okuyucularından Ahmet Yabuloğlu, Şükrü Disanlı, Aydil Erol, Osman Selim Kocahanoğlu, İbrahim Kalkan, Cevdet Akçalı, Oğuz Çetinoğlu, Günvar Otmanbölük, Erol Mermer, Cevdet Akçalı, Yusuf Bilge ve Ali Hakkoymaz da Tercüman gazetesine dair görüşlerini dinleyicilerle paylaştılar. Tercüman yazar ve yöneticileri ile Tercüman okuyucularının ortak düşünceleri genel olarak şöyle özetlendi:
“Tercüman gazetesi basında ilk ciddî ansiklopedileri veren gazetedir. Kültür yayıncılığı yapmıştır, ‘Yaşayan Türkçe’ gibi son derece hayatî kampanyalar yürütmüştür ve başarılı olmuştur. Kitleleri etkilemiştir. Siyasileri yönlendirmiştir. Gazetenin yazarları ve çalışanları hep mensup oldukları milletin hayrına çalışmışlardır. Manevî değerlere bağlı olmuşlardır. Tercüman gazetesinin yükselişi ve çöküşünü dikkatle incelediğimizde ortaya çok açık seçik bir sonuç çıkıyor ki, milletiyle birlikte hareket ettiği dönemlerde Tercüman sürekli bir yükseliş grafiği gösteriyor, buna karşılık milletin değerlerinden uzaklaşmaya başladığında çöküş ve çözülmenin önü alınamıyor. Aslında Tercüman gazetesi örneği bizim için çok ibretamiz bir örnektir. Tercüman milli manevi değerlere sahip çıktıkça milletimiz Tercüman’a sahip çıkmıştır. Ne zaman ki milletin değerleriyle ihtilafa düşen kişileri gazetede söz sahibi yapmaya başladı, o günden sonra milletimiz Tercüman’dan elini çekmiş. Önünü görmek isteyen her gazeteci, her kanaat önderi ve her siyasi lider için Tercüman iyi bir yol işareti olarak duruyor. Kucaklayıcı bir üslup, yetkin şahsiyetlere kucak açan bir fikri altyapı ve manevi tarafı kuvvetli bir gazete olarak Tercüman’ın bıraktığı boşluk doldurulamadı. Tercüman’la birlikte Türk basın hayatında bir anlayış da çökmüş oldu. Bütün siyasî ve dinî cemaatleri kucaklayan kendi potasında eriten, belki herkese ağabeylik yapan bir medya ve anlayış çöktü. Onun bıraktığı boş alanda küçük küçük ama etkisiz bir yığın gazete çıktıysa da hiçbir onun kadar tesirli olamadı. Büyük fikir adamlarına gidebilecekleri bir adres olan Tercüman, fikir hayatımızın ana beyin damarlarını elinde tutuyordu. Sadece tiraja dayalı büyüklük değil sayısal üstünlüğün yanında siyasal üstünlüğü de sağlayan sağ bir gazete idi ki, bu büyüklüğü yakalamak için sadece sermaye değil büyük beyinler ve Kemal Ilıcak gibi müteşebbis ruhlar gerekiyor. Ve bugün Tercüman’ın bıraktığı boşluk dolmamıştır, Tercüman gibi bir gazeteye ihtiyaç vardır. Bir gün böyle bir gazete de çıkacaktır.”
Programın sonunda Cevdet Akçalı, Yusuf Bilge ve Ali Hakkoymaz yeni şiirlerini okudular. Toplantı sona ererken Tercüman gazetesinin vefat etmiş mensupları Kemal Ilıcak, Cihat Baban, Kadircan Kaflı, Ahmet Kabaklı, Ergun Göze, İlhan Bardakçı, Nezih İzmiroğulları, Sadettin Çulcu, Mustafa Polat, Ömer Lütfi Mete, Mukbil Özyörük, Abdullah Aksak, Semih Balcıoğlu, Şakir Süter, Murat Sertoğlu ve Tarık Buğra saygı ve rahmetle anıldılar. Tercümancılar böyle anlamlı ve vefalı bir toplantı düzenlediği için ESKADER yöneticilerine teşekkür ettiler. Son derece neşeli geçen sohbet toplantısı, üç saati aşkın süre devam etmesine rağmen büyük bir dikkat ve heyecanla takip edildi.
KEMAL ILICAK DA RAHMETLE ANILDI
Toplantıda Tercüman’ın sahibi Kemal Ilıcak’ın vefat yıldönümünü gazeteci Şükrü Disanlı hatırlattı. Program boyunca Kemal Ilıcak’ın Türk basınına yaptığı hizmetler, matbuata getirdiği yenilikler ve vefalı yönü anlatıldı. Yüzlerce işsiz gazeteciye iş verdiği ve onlara sahip çıktığı vurgulandı. Kemal Ilıcak 9 Nisan 1993 tarihinde İstanbul’da vefat etmişti. Tercüman’la birlikte Türk milletinin gönlünde taht kuran Kemal Ilıcak, bugün Edirnekapı Mezarlığı’ndaki kabri başında, ailesi, sevenleri, Tercümancılar ve gazeteciler tarafından anıldı.
ESKADER’in “Tercüman” programını takip edenler arasında Şerif Aydemir, Hamit Yüksek, Atilla Şahiner, Nidayi Sevim Cemil Çiftçi, Cezmi Aşuroğlu, Mehmet Hakkoymaz ve Uğur Dumlupınar da bulunuyordu.