Kategori : Gündem - Etiketler : - Tarih : 15 Şubat 2013

Bâbiâli Sohbetleri’nde bu haftanın adı Sait Başer’di. Başer, “Biz ne doğu medeniyetine, ne de batı medeniyetine bağlıyız. Bizde sınıflı toplum olmamıştır.” dedi.

Ahmet Sarı (Sanatalemi.net)

Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER)’nin düzenlediği, Timaş Kitapkahve’nin ev sahipliği yaptığı Bâbıâli Sohbetleri, gelenekselleşen bir biçimde hiç ara vermeden her hafta perşembe günü saat 18.00 de devam ediyor. Bâbıâli Sohbetleri’nin bu haftaki konuğu ilim adamı, araştırmacı yazar Dr. Sait Başer’di.

Sait Başer dinleyicilerine medeniyetimizi, oluşma safhalarını ve diğer medeniyetlerle olan ilişkisini masaya yatırdı ve dinleyicileri bu alanlarda aydınlattı. Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde de öğretim görevlisi olarak görev yapmış olan Sait Başer, bilgi ve birikimini dinleyicileriyle paylaştı. Sanatalemi.net yazarı Tahsin Yılmaz’ın yöneticiliğini yaptığı sohbet gerçek bir dost meclisine sahne oldu. Sohbetin açılışında ESKADER Başkanı Mehmet Nuri Yardım, Dr. Sait Başer ile geçmişte ortak bir zaman diliminde beraber olduklarından ve Sait Başer’in yapmış olduğu faaliyetlerden kısaca bahsetti. Yardım, 30 yıllık dostu olan Sait Başer’in birçok hizmetinden bahsederken özellikle Kubbealtı Neşriyat Müdürü iken merhum Nihad Sâmi Banarlı’nın bütün eserlerini yayıma hazırlamakla kültür hayatımıza çok önemli bir katkı sağladığını söyledi. Başer’in Banarlı’nın kitaplarını hazırlamasıyla bu yazarımızın fikirlerinin toplu olarak edebiyat âleminin istifadesine sunulduğunu hatırlattı.

Programın yöneticiliğini yapan Tahsin Yılmaz, Sait Başer’in hayat hikâyesinden, eğitim hayatından, akademisyenliğinden ve eserlerinden bahsederek programa devam etti. Yılmaz, daha sonra “Problemlerin Çözümünde Medeniyet Kimliği” başlığı altında bulunan ‘problem’lerin neler olduğunu, bu konuda dinleyicilere bu problemin tanımını yapması için sözü Sait Başer’e bıraktı. Sait Başer, geniş anlamıyla medeniyetin tanımını yaparken dünya üzerinde genel anlamda iki medeniyetin varlığından bahsedildiğini ve Avrupa kaynaklarında bunların doğu ve batı medeniyetleri olarak geçtiğini dinleyicilere aktardı.

DOĞU VE BATI MEDENİYETİ

“Doğu Medeniyeti ve Batı Medeniyeti tarım ile şekillenmiştir.” diyen Sait Başer, Çin ve Hindistan merkezli olan doğu medeniyeti ile Avrupa kökenli batı medeniyetinin şekillenmesinde ilk olarak geçim kaynaklarının etkili olduğunu ve bu coğrafyalarda da tarımın medeniyetlere şekil verdiğini kaydetti. Geçim kaynağı tarıma dayalı olan toplumlarda ‘sınıflı yapıların’ oluştuğundan ve bu durumun tarım toplumlarında birçok zararı meydana getirdiğinden bahseden Başer, “Bizim medeniyetimiz ise hayvancılıkla oluştuğundan, bu yüzden hareketli ve dinamik bir yapıya sahibiz.” dedi.
“Roma’nın nüfusu 20 milyon iken özgür insan sayısı 200 bin idi.” diyen ve sınıflı yapılara sahip bulunan bütün toplumlarda köleliğin olduğundan bahseden Başer, Roma’nın güçlü zamanlarında dahi halkın sadece yüzde birinin özgür olduğunu kaydetti. “Bu durum Çin ve Hindistan’da da böyledir.” diyen Başer, daha sonra konuşmasına şöyle devam etti:
“Türk coğrafyasında temel geçim kaynağının hayvancılık olması sebebiyle kölelik bizde vücut bulamamıştır, çünkü dinamik bir sosyal yapımız vardı. Biz ne doğu medeniyetine ne de batı medeniyetine bağlıyız. Onların oluş biçimiyle bizim medeniyetimizin oluş şekli birbirinden çok farklıdır. Bizim medeniyetimizi belli bir medeniyetin kalıbına sokmak istiyorlar. Bu kabul edilemez.”

İNSANLIĞIN EN BÜYÜK TRAJEDİSİ KÖLELİK

Sait Başer, konuşmasının ilerleyen bölümünde şöyle dedi:
“İnsanlık tarihinde en büyük trajedi köleliktir. Köleliğin temelinde sınıflı sosyal yapı bulunuyor. Sınıflı yapının bulunduğu yerde adaletin yoktur ve olamaz. Türk adı altında hiçbir boy yoktur. Bütün boylar aslında Türk kimliği altında buluşmuştur. Bütün boylar bunu sahiplenmiştir. Gök-tanrı inancı, İslâmî anlayışla birçok konuda örtüşüyor. Türklerin İslâm’ı kabul etmesinde gök-tanrı inancı etkilidir. Törede bulunan sınırlar, aslında insanlığın sınırları vardır ve bu sınırlarla toplumların şekillenmesi gerekiyor.”

MEDYADA TÖRE CİNAYET İŞLENİYOR

“Medyada töre cinayetleri işlendiğini vurgulayan Sait Başer, son zamanlarda ‘töre’ konusunda moda olan bir suçlamayla karşı karşıya olduğumuza ve bu konuda kandırıldığımıza dikkat çekti. Sait Başer, konuşmasını şöyle tamamladı: “Medya meydana gelen bütün çirkin olayları, doğuda yaşanan bütün cinayetleri ‘töre cinayeti’ adı altına alarak ‘töre’ kelimesini kirletmektedir. Bu hata telafi edilmelidir.”

Kalabalık bir dinleyici kitlesinin takip ettiği toplantının ardından konuşmacıya çeşitli sorular yöneltildi. Ali Sungur Yardım’ın okuduğu ilahiden sonra toplu hâtıra fotoğrafları çekildi.