Yazar Tarih 29 Mart 2008 Cumartesi günü… Mekân, Türkiye Yazarlar Birliği’nin İstanbul Şubesi, Kızlarağası Medresesi… Saat 15.00 ten sonra yavaş yavaş akın ettiler Ahmet Özdemir dostları…
Bestami Yazgan Hocamızın müstesna üslubu ve sunumuyla başladı program. Yazgan Hocamız “Sevgiye, dostlara selam olsun, açsın hiç solmasın vefa çiçeği, sevgiye, dostlara vefaya selam” diye başladı sözlerine… Ve vefa derken de aslında Sanatalemi.net’in ve Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği’nin (ESKADER) kuruluş amaç ve hedeflerine kısaca vurgu yaptı.
Ardından Ahmet Özdemir için Yunus’un “… Hepisinden iyisi bir gönüle girmektir” dizelerini hatırlatarak Ahmet Özdemir Ağabeyimiz işte gönüllere girmeyi becerebilen bir edebiyatçı ve gönül adamıdır” değerlendirmesinde bulundu. Daha sonra kısa bir özgeçmişini okuyarak “Bana göre en büyük özelliği şair olmasıdır” tespitini yaptıktan sonra Ahmet Özdemir’in dostlarını bir bir çağırmaya başladı.
İlk olarak Ayhan İnal’ı dâvet etti.
İstanbul’a ilk geldiğinde onu tanıdığını ifade eden İnal daha sonra bu dostluğun katlanarak devam ettiğini belirtti. Ne kadar şair, yazar ve fikir adamı varsa hepsinin Ahmet Özdemir’e borçlu olduğunu söyleyen İnal, “Özdemir’in onlar için neler yaptığına şahit oldum” diyerek yazarımızı şu cümlelerle anlattı:
“Ahmet Özdemir gerçekten dürüst, çalışkan, vatansever ve gerçekten güvenilecek biridir. Gazeteciliğiyle araştırmalarıyla son derece önemlidir.”
Ahmet Özdemir’in çalışmalarından bazı örnekler veren İnal “Âşık Sefil Selimi” adlı 624 sayfalık çalışmasıyla ilgili şunları söyledi: “93 yılında hazırlanan bu önemli çalışma Âşık Sefil Selimi’nin eline geçince, ozanımız o gece bayramlıklarıyla uyuyan çocuklar gibi büyük bir sevinçle kitaba sarılarak uyuduğunu söylemişti.”
Diğer şair ve yazarların konuşma özeti şöyleydi:
ENGİN KÖKLÜÇINAR:
Ahmet Özdemir’i anlatmak kolay değil diyen Köklüçınar, bana bu teklif geldiğinde heyecanlandım ve ne anlatabilirim diye düşündüm diyerek şunları söyledi:
“Ahmet Özdemir’i anlatmak için Ahmet Özdemir olmalı diye düşündüm. Onu anlatmak boynumuzun borcu, o bu toplantıları en iyi organize eden insandır. Edebiyat dünyasında asla unutulmayacak bir şair ve edebiyatçıdır. Bu toplantılardan Ahmet’i çıkarın hiçbir şey kalmayacaktır.”
Ahmet Haşim’in sanat yönünü anlatmak isteyen dostları, onun her insanda var olan beş duyudan fazla başka duyulara da sahip olduğu şeklinde değerlendirdiklerine dikkat çeken Köklüçınar, “işte Ahmet Özdemir’de de Ahmet Haşim’de olduğu gibi beş duyudan fazlası var. Ahmet Özdemir’in eserleri o kadar çok ki, o sağanak gibi eserler vermiştir” dedi.
ETEM ÇALIŞKAN:
“Ahmet Özdemir’e bir değil bir çok teşekkür borcum var. Yaptığım bir çalışmada o benim çalışmamı baştan sona harf harf hiç üşenmeden iki defa okumuş ve her türlü tashihini yapmıştır. Ve ben böylece hatasız yapmaya gayret ettiğim bir çalışmayı onun sayesinde sıfır hatayla yapmaya muvaffak oldum.”
SADETTİN KAPLAN:
“Bir insanı yüzüne karşı övmek veya yermek çok zor. Bütün insanlarda gayret veya kabiliyet diye iki haslet var. Ancak yüce Rabbim bazılarına da ikisini birden vermiştir. Ahmet Özdemir emektir, gayrettir. Eserlerine yüreğini koyuyor. Dostları da bir araya gelerek eklediler: ‘Arkadaş bu adam yüreklidir’ dediler.”
ABDURRAHMAN ŞEN:
“Şimdiye kadar Ahmet Özdemir Ağabeyimi anlatan dostları onun söylediklerinin çok azını söylediler. Ve biz Ahmet ağabeyi ne kadar anlatsak az. Ahmet Özdemir ağabeyim… Az sayıdaki ehil, usta, işinin ehli, bilgili, gani gönüllü, mütevazı bir meslek büyüğüm Ahmet ağabey… Kalemini eğip büğmeyen… Kalemini günlük siyasetin çalkantılarına teslim edip, ‘o şunu dedi, bu şunu dedi’cilerden olmaktansa, daha kalıcı olanı, kültürünü tanıtmayı seçen bir meslektaş Ahmet ağabeyim… Halk kültürümüzün gerçek bilgelerinden.
Bir kitaplık oluşturacak kadar kitabı var.”
Abdurrahman Şen, “Daha önce bazı ağabeylerime yaptığım gibi tükenmesin diye tükenmez kalem hediye etmek istiyorum” diyerek bir kalem hediye etti.
RIZA BEŞER:
“O tek kelimeyle kadirbilir insandır. Bir gün beni çağırdı gitmedim. Sonra yanıma geldi ve sizin için bir kitap hazırlamak istiyorum dedi. Kim istemez? Teşekkür ettim ve sizin bundan menfaatiniz ne olacak dedim. Kitap kazanacağım dedi. Bugün Ahmet’in hakkında kitap yazdığı 9. kişiyim ve zannediyorum bunlardan hayatta kalan bir tek benim. Ama sağlığında bir insana değer verilmesi, ödüllerin en güzeli, mutlulukların en harikasıdır. Huzurlarınızda teşekkür ediyorum.”
ERDOĞAN ASLIYÜCE:
“Ahmet Özdemir’i, Mehmet Zeki Akdağ vasıtasıyla tanıdım. Ben vefaya çok önem veriyorum, vefasızlıktan hayvanlar bile haya ediyor. Ahmet Özdemir milletinin ruh köküne bağlı olan bir edebiyatçıdır. Destan, masal ve manileri tek tek bir nakkaş gibi sabırla işlemiştir. Gerçekten o çok çalışkan, verimli o bu milletin ruh köküne sadık, mayası ve hamuruna bağlıdır. 60 eseri varsa arkasında sağlam duracak bir yayınevi olursa bu 120’ye çıkabilir. Bugün bile söylesen… Belki anında 10 kitap çıkarıp verebilecek biridir Ahmet Özdemir.
O kalemini satmadan, moral değerlere bağlı sessiz ve derinden giden eserler vermiştir. Sağlık sıhhat ve mutluluklar diliyorum.”
10 YENİ ŞİİRİNİ OKUDU
Daha sonra kürsüye gelen ve bir konuşma yapan Ahmet Özdemir’in çok duygulu olduğu görüldü. Dostlarına teşekkür eden Özdemir, “Benim kendimi anlatmam yerine beni şiirlerim anlatsın” diyerek daha önce hiç kimseyle paylaşmadığı, hiçbir kitabında yayınlanmayan 10 yeni şiirini okudu. Sanatalemi.net ve ESKADER’in hazırladığı programda Ahmet Özdemir’in kitapları, gazete ve dergilerde çıkan yazıları, gazetecilik yıllarında yaptığı muhabirlikten kalan resimleriyle ilgili küçük bir sergi düzenlendi.
Program sonunda ayrıca katılımcılara Ahmet Özdemir’in kitapları hediye edildi. Geniş bir katılımın gözlendiği program, nezih bir şekilde sona erdi.
Abdülkadir Süphandağı